Sağlıklı Vücut

Sağlıklı Vücut

11 Temmuz 2010 Pazar

Futbol Üzerine Kitaplar

Futbol ve Kültürü
Derleyenler: R. Horak , Tanıl Bora
İletişim Yayınları / Futbol Kitapları Dizisi 2. baskı, İstanbul 2001
18 Avrupalı, 11 Türkiyeli yazar, sosyolog, gazeteci veya, kitabın arkasında yazıldığı gibi, "sadece" eli kalem tutan futbolseverin katıldığı bir geniş futbol forumu. Veya konferansı. Veya atelye çalışması. Artık ne derseniz. Biraz da fazla geniş. Taraftar âlemi ve holiganizmden kapitalistleşme, sanayileşme ve medya egemenliğinin futbol kültürüne etkilerine kadar pek çok "okkalı" mevzu var kitapta. Bunun yanısıra, Barcelona'nın kendine özgü kişiliği veya Maradona'nın Napoli'deki macerası veya Çauşesku Romanya'sında Steau Bükreş'in öyküsü gibi pek leziz parçalar bulunuyor. Bizim futbol âlemimiz de Yiğidolarıyla, "Gâvur" İzmir'iyle, Feyyaz'ın tekmesiyle, halı saha futboluyla temsil ediliyor.
Bu Maçı Alıcaz!
Türkiye'de Futbol
Can Kozanoğlu
İletişim Yayınevi / Bugünün Kitapları Dizisi, 2. Baskı, İstanbul 1996
Can Kozanoğlu'nun, futbol sosyolojisi alanında ilk ve klasik olan eseri. Transfer hikayelerinden sürgünle sonuçlanan mağlubiyetlere, çocukluk umutlarından emeklilik yıllarına, futbolcu kimdir, "hoca" kimdir? Bir insan niçin hakem olur, bir hakemin başına neler gelir? Sonra tribünler, taraftar kimliği, "alaturka hooliganlar", Anadolu-İstanbul çekişmesi... Talat Paşa'dan bugüne devlet-kulüp ilişkileri, iktidar-futbol ilişkileri; İnönü'den Menderes'e, Demirel'den Evren'e, Özal'dan Çiller'e asker-sivil futbol darbeleri; "militarist futbol"dan "polis devleti" futboluna geçiş... Ve tabiî, anlı şanlı tezahürat tarihimiz... Türkiye'deki futbol âleminin bazı sorunlarının hâlâ sadece bu kitapta konu edilmiş olduğuna inanmak zor, ama öyle. Türkiye'de futbol üstüne kitap okuyayım diyorsanız, önce Can'ın kitabına el atacaksınız, kaçınılmaz.
Takımdan ayrı düz koşu
Derleyen: Tanıl Bora
İletişim Yayınları / Futbol Kitapları Dizisi 2. baskı, İstanbul 2001
Memleket futbolunun değişik yüzlerine dair uzunlu kısalı yazılardan oluşan bir derleme. Kimisi futbol aleminin içinden kimisi dışarıdan bakışla, kimisi uzman gözüyle kimisi gönül gözüyle yazılmış... 'Ne anlıyorsunuz şu oyundan?'- Futbolu sevmenin farklı biçimleri... Futbola yabancı olanların yaşadığı derin mahrumiyet... 'Puan veya puanlar almaya geldik...'- Türkiye`deki yabancı futbolcular... Standart futbolcu demeçleri... Amatör futbol dünyası... 'Bizler inandık siz de inanın!' -Takım kimlikleri... Kulüp 'vizyonları'... Taraflar ortamları... 'Sen şampiyon olmasan da...'- Tribünlerle, efsanelerle... geçmişte yaşayan... uzaktan izlenen... takımlarla ilgili... ve 'takım değiştirmeyle' ilgili aşk hikayeleri... Ahmet Çiğdem, Mehmet Demirkol, Benjamin Holland, Gaye Boralıoğlu, Akif Kurtuluş, Bağış Erten, Mustafa Görkem Doğan, Özgür Teoman, Hakan Dilek, Ümit Kıvanç, Ferruh Uztuğ, Serkan Seymen, Murat Toklucu, Eda Çevik, Yiğiter Uluğ, Murat Gültekingil, Yetvart Danzikyan, İmran Ayata, Tanıl Bora.

Gölgede ve Güneşte Futbol
(El Futbol A Sol y Sombra)
Eduardo Galeano
Can Yayınları / Çağdaş Dünya Yazarları Dizisi, İstanbul 1997
Uruguaylı edebiyatçı Eduardo Galeano'dan, hem çok sıkı bir futbol kitabı hem de futbolla ilginiz olmasa bile başınızı kaldırmadan okuyacağınız güzellikte bir denemeler kitabı. Galeano bize hem futbolun iç dünyasını hem bugünün dünyasında futbol üzerinden döndürülen dolapları hem futbol tutkusunun özel bir kimliğe büründüğü Latin Amerika'yı anlatıyor. Araya sıkıştırdığı, birbirinden ilginç olaylar, izlenimler, anekdotlarla. Futbolun, mevcut dünyanın başka bir versiyonu olduğunu görüşüne de güç kazandırabilecek bir kitap. Öte yandan, dünyası futbolla sınırlı olmayan bir insanın, bir edebiyatçının işe el attığında futbol hamurundan başka neler yoğurabileceğini gösteren bir eser. Şiddetle tavsiye ederim.
Futbol Asla Sadece Futbol Değildir
(Football Against the Enemy)
Simon Kuper
Sabah Kitapları / Çeşitlemeler Dizisi
Kitabın arka kapağında özel olarak belirtildiği üzre, yazar Simon Kuper, özel olarak futbolun "tılsımı"nın peşine düşmüş, 9 ayda 22 ülke dolaşıp, sadece futbol sahalarından değil başka alanlardan da tanıyacağınız insanlarla futbol tartışmış. Niye bu kadar yaygın bu spor? Niye bu kadar düşkün bunca insan futbola? Nelson Mandela'dan Parreira'ya, Fani Madida'dan Gullit'e pek çok bildik isim var bunların arasında. Kuper, halen onefootball.com'da bir köşe sahibi. www'sini unutmadan yazın tarayıcınızın adres satırına, girip Kuper'in yazılarını okuyun.
Futbolun Kısa Tarihi
(Kleine Geschichte des Fussballspiels)
Theo Stemmler
Dost Kitabevi Yayınları / Yaşam ve Kültür Dizisi, Ankara 2000
Futbolun tarihi hakkında ne kadar ne biliyoruz? Nereden çıktı bu oyun, ilk kimler oynadı, nasıl gelişti? Kurallarını kimler koydu? Rugbiyle yolları ne zaman ayrıldı? İlk kulüpler ne zaman, nerede ve nasıl kuruldu? Nasıl bu kadar yaygınlaşıp kitleleri adeta ipnotize eder oldu? Bir zamanlar kralların yasakladığı, Püritenlerin karşı çıktığı, kilisenin kara listeye aldığı futbol kitlesel bir tapınma ayinine nasıl dönüştü? Futbolun Kısa Tarihi, edebiyattan mahkeme tutanaklarına kadar çok çeşitli kaynaklardan yararlanarak bütün bu sorulara cevaplar arıyor. İnce, ama yoğun bir kaynak sayılmalı.
Kesin Ofsayt
TV futbolu ve futbol medyası
Ümit Kıvanç
İletişim Yayınları / Futbol Kitapları, İstanbul 2001
(Kendi kitabım olduğu için tanıtım yazısını ben yazmayacağım müsaadenizle. Kitabın arka kapağına Tanıl Bora'nın yazdığı metni kısaltarak aktaracağım.. Futbol yorumculuğu, nicedir, en gözde halk felsefesi tahtında oturuyor. Milyonlar televizyondaki "futbol geyiklerinin" esiri. Futbol medyasının klişelerle, dargörüşlülükle, basbayağı palavrayla yüklü budalalaştırıcı söyleminin, bu ülkedeki kollektif mantık ve muhakeme yetmezliğinin, "zihniyet bozukluklarımızın", kocaman bir aynası olduğunu... sadece o kadar da değil, bizzat güçlü bir kaynağı olduğunu söylemek abartma sayılır mı? Bu kitap, bu dev lunapark aynasına, futbol medyasına, onun üzerinden futbol âlemine bakıyor. Futbolu anlamlandırma ve sevme biçimlerinin nasıl deforme olduğunu, tek boyutlulaştığını, çirkinleştiğini gösteriyor. İnsanın içindeki çocuğu -daha ziyade oğlan çocuğu!- hep yaşar kılan eşsiz bir oyun, zevki paylaşıldıkça çıkan engin bir tutku olan futbolun, endüstri haline geldikçe nasıl kirlendiğini bir defa daha hatırlatıyor, aslında...
Mahallenin En Şık Abileri
Hakan Dilek
Babil Yayıncılık / Meşinyuvarlak Dizisi, İstanbul Nisan 2001
"Hakan Dilek futbol dünyamızın iç karartıcı köşelerinden bulup çıkardığı gerçek yaşam öyküleriyle bakış açımızı değiştiriyor. Görmediklerimizi gösteriyor. Madalyonun pırıltılı yüzünü çevirip önümüze koyuyor. Yere düşmüş yıldızları yakamıza takıyor..." Semih Gümüş'ün kitap üstüne söyledikleri bunlar. Can Kozanoğlu da, "Futbol işte, maç bitiyor muhasebe bitmiyor," demiş. "Her kuşağın futbolcuları ve her kuşağın tribünleri için yalnızca kitap değil defter de galiba Mahallenin En Şik Abileri, tek sayfaları hatıra defteri, çift sayfaları muhasebe defteri meselâ..." Tanıl Bora ise, "Hakan Dilek'in eski topçu hikayelerinde, insan çocukluk arkadaşlarıyla karşılaşmış gibi oluyor," diyor. "Çocukken erişilmez devler olarak gördüğü efsane adamlar 'dengiymiş' gibi çıkıyor karşısına. Eski 'topçu'nun, bugünün starlarına kıyasla aslında ne kadar 'yakın', ne kadar 'bizden birisi' olduğunu fark ediyoruz..."
Gol Atan Galip
Futbola Sosyolojik Bir Bakış
Mahmut Sert
Bağlam Yayınları / İnceleme - Araştırma Dizisi, İstanbul 2000
Günümüzde sporun "yaşam biçimi" olarak sunulmasının ardında acaba ne gibi nedenler bulunmaktadır? Ya da spor, insanlar için nasıl "yaşam biçimi"ne dönüşmüştür? Bu spor yaşamının, hiç spor yapmayanlar tarafından benimsenmesinin ardındaki nedenler nelerdir? Öte yandan çok çeşitli spor dalları olmasına karşın gelişmişlik durumu ne düzeyde olursa olsun birçok toplumda neden futbol, kitlelerin ilgisini diğer sporlara göre daha çok çekiyor, yoksa futbol dünyası, spor olgusunu yutuyor mu? Bu gelişme Türkiye örneğinde nasıl bir süreç izlemiştir ve neden Türkiye'de spor denilince akla futbol, futbol denince de İstanbul'un büyük takımları gelir? Mahmut Sert bütün bu sorulara cevap aramak gibi meşakkatli bir işi yürütürken, hem insan ilişkileri hem toplumsal ilişkiler çerçevesinde "iktidar" kavramıyla da uğraşıyor.
Taraftarın senle...
Murat Toklucu
İletişim Yayınları / Futbol Kitapları, İstanbul 2001
Bu kitap, futbolun en "canlı" unsurlarından biri, taraftar üstüne. Tezahüratlarda, "zor" kazanılan maçlarda, takımın en "sıkıntılı" günlerinde, yağmurda, çamurda, deplasmanda her zaman hazır ve nâzır... Şimdilerde "yenilenen" bir profile sahip olsa da hep tribünde en çılgın haliyle ya da gözyaşlarıyla resmedilen hep o taraftar... Bir "dekor"...? Bir sosyolojik araştırma nesnesi...? Bir müşteri grubu...? Bir dost meclisi...? Bir popüler kültür ortamı...? Bir tutku...? Bir "delilik"...? Bir kriminal problem...? Murat Toklucu'nun kitabı, Türkiye'de taraftarlık dünyasından profiller, manzaralar, portreler sunuyor. Türk tipi holiganlık... İstanbul'un "merkezî" taraftar grupları: "Çarşı", UltrAslan, Fenerlist... Ruhunu takımına gömenler: Kocaelisporlu Mehmet Taş, Bursasporlu "Hatçe Recep"... Bir efsane, bir tarih: Amigo Orhan... Ve "orada" taraftarlık: Diyarbakırspor... Zaten kitap, tribünlerde giderek daha az avaz bulan bir tezahürata gösterilen vefa gibi: "Yenilsen de bazı bazı / Taraftarın buna razı / Sen şampiyon olmasan da / Biz çekeriz cefasını / Senin için..."

Futbol ve Biz
Semih Gümüş
Can Yayınları / Güncel Dizisi, İstanbul 2000
Edebiyat eleştirmeni ve futbol, özellikle Cimbom tutkunu Semih Gümüş, 1980'ler sonrası Türkiye'sinin "yeni oluşumu" kulüp gazetecileri gibi, taraftarlığıyla ortalığı kirleten biri değil. Sâkin, özellikel insanî değerleri gözardı etmeden düşünüp yazan biri. Futbol yazılarında bu sükûnetin yanısıra görmezden gelinemeyecek bir samimiyet de var. Kitabında, spor etiği, hakemlerin konumu, şiddet, altyapı, yıldızlar... gibi futbol dünyasının pek çok konu başlığı altına sokulabilecek yazılar var. Şöyle soruyor bir yandan da: 'Kötücül ruhlarla sıkıfıkı olan futbol, topun ele avuca sığmayan büyüsüyle insanların gözünü kör ediyor. Kimse kendinden başkasına futboldaki kadar tahammülsüz değil. Topun yuvarlaklığı insanların sinirlerini zayıflatıyor. Kara büyü gibi bir tılsım bu. Tarlabaşı'nda, Kuledibi'nde, Beyoğlu'nun arka sokaklarında gece yarısı dolaşmak gibi. İnsanı hem ürkütüyor, hem de gizeminin içine çekiyor. Bu büyü niçin bozulmuyor?' Gümüş'ün kitabında Tonguç Yaşar'ın çizimleri de yeralıyor.

Yıkılamayan İmparatorluk Futbol
Serhat Hürkan
Ümit Yayıncılık, Ankara 2000
Kitabın hikâyesini önsözde yazar bizzat anlatmış; o zaman ona kulak vermek en iyisi: "Bu kitabın hikayesi, 1998 Haziran ayında başladı. O günlerde, TRT'de 'anlaşmış' bir ekip halinde dış politika programı yapıyorduk: Konum'u... 15 günde bir yayınlanıp yedinci bölümünde tamamlanan programın sonucusu, Fransa'daki Dünya Kupası nedeniyle futbola hasredildi. Türk kulüplerinin tarihçeleri, futbolun politika, diplomasi, kültür ve sosyolojiyle ilişkileri... Kısa, özet VTR'lerle sunulmaya çalışılan bütün bu temaları, stüdyo konuğu olarak Ümit Gürtuna'nın karşısına oturan Prof. Dr. Kurthan Fişek 'tuzlu, biberli' üslubuyla yorumladı."
Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları
Halit Deringör
Çağdaş Yayınları, İstanbul 1998
Fenerbahçe'nin gelmiş geçmiş en önemli futbolcularından -aslında "yıldızlarından" demek gerekir- Halit Deringör, yaklaşık elli sene öncesinin Kadıköy'üyle, Kadıköy vapuruyla, okula, işe giderken herkesle birlikte oturup geçmiş maçı konuşan futbolcularıyla, kendiliğinden, kulübün yan tesisleri durumuna gelmiş dükkânlarıyla, meyhaneleriyle, bambaşka ilişkileriyle, bambaşka insanlarıyla, bambaşka bir âlemi anlatıyor. Futbolu değil İstanbul'u, toplumumuzun bir zamanlar nasıl yaşadığını merak ediyorsanız yine tavsiye edilir.
Ameliyat Masası
Hakan Kulaçoğlu
Ümit Yayıncılık, Ankara 2001-12-19
Hakan Kulaçoğlu asıl olarak bir "Trabzonspor yazarı", günün geçerli ölçülerine göre. Evet, bu yazar sahiden de Trabzonlu olmasına Trabzonlu, hem memleket bakımından hem de taraftarlık bakımından. Ama taraftarlığın ötesine uzanarak bakabiliyor futbol âlemine. 1990'ların ortalarından itibaren çıkmış yazılarını topladığı kitap, futbol dünyamızda olan bitenin, İstanbul merkezli ve odaklı bakılmadığında nasıl görüldüğüne dair fikir edinmek isteyenlerin bulabilecekleri ender kaynaklardan biri.
Türkiye'de Futbol Klüplerinin Şirketleşmesi,
Halka Açılması, Finansmanı ve Vergileme
Fatih Kemal Ebiçlioğlu , Şakir Dorukkaya , Aydın Kıratlı
Dünya Yayıncılık / Başvuru Kitapları Dizisi, İstanbul 1998
Kitabın yazılışındaki amaç, girişteki şu sözlerle ortaya konuyor: "Bir yandan futbol popülerliği geniş halk kesimini seyirci kitlesi olarak cezbederken, diğer yandan artık trilyonla ifade edilmeye başlanan transfer ödemeleri ile bu ödemeler ve kulüplerin diğer gelir ve gider kalemlerinin ne ölçüde kayıt içine alınıp vergilendirildiği kamuoyunda tartışma yaratmaktadır. Diğer yandan, Türkiye'de futbol kulüplerinin dernek yapısı içinde örgütlenmeleri ve gelişen koşullar içerisinde bir takım ekonomik faaliyetlere kaynak bulmak için dernek amacını aşan bazı girişimler hukuki ve yönetsel anlamda bir takım sorunları gündeme getirmektedir." Yani meselenin aslında çok önemli olduğu halde can sıktığı için kimsenin takılmadığı taraflarına takılmış yazarlar. Kutlamak ve en kısa zamanda okumak lâzım.
Hain Futbol
Eğlenceli Bilgi - 8
(The Knowledge: Foul Football.)
Michael Coleman
Timaş Yayınları / Gençlik Dizisi, İstanbul 2000 Bu kitap, ille de eğlendirilmeden herhangi bir şey öğrenmeye yanaşmayan günümüz insanı için hazırlanan dizilerden birinin kapsamında belli ki. Yalnız bir özelliği, onu bu tür zevzekliklerden tamamen ayırıyor: Bu kitapta inanılmaz bilgi var! Pek çok ayrıntı, pek çok ilginç olay, pek çok veri... Kitap pek zengin yani. Ancak, okumaya niyetlenirseniz, öfkelendiğinizde öfkenizi kimseye zarar vermeden nasıl boşaltacağınızı şimdiden planlayın. Çünkü kitap futbolla uzaktan yakından ililişkisi olmayan bir kişi tarafından çevrilmiş, akıl almaz çeviri kazaları ve sinir bozan özensizlikler var. İşin ilginç tarafı, yayınevinde de kimse bakmamış veya onların da hiçbirinin futbolla ilgisi yok. Ama dediğim gibi, kitapta çok bilgi var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vücut geliştirme Aerobic Fitness Pilates