Yüzme Biliyorum Demek Yetmez!

Denizin, gölün ya da akarsuyun serin sularına atlamadan önce bir kez daha düşünün. Çünkü yüzme bilmek, boğulma tehlikesinden korunmak için yeterli değil. Evet, yanlış duymadınız; suya hâkim olduğunu düşünenler de en az bilmeyenler kadar risk altında. Peki, nasıl oluyor da kendine güvenen bir yüzücü, bir anda kendini hayatta kalma mücadelesi verirken bulabiliyor?

Yüzme bilenler, genellikle kendilerini daha güvende hisseder. “Nasılsa yüzerim, bir şey olmaz,” düşüncesiyle daha derin, daha dalgalı ya da tehlikeli sularda kulaç atmayı göze alır. Oysa bu özgüven, bazen tuzak kurar. Bilinmeyen bir derinlik, görünmeyen bir akıntı ya da ani bir dalga, her şeyi bir anda değiştirebilir. Öte yandan, yüzme bilmeyenler için durum daha net: Onlara önerilen, bel hizasından daha derin sulara asla girmemeleri ve dibi görünmeyen bölgelerden uzak durmaları. Ama tehlike, sadece bilmeyenleri değil, herkesi tehdit ediyor.

Özellikle aileler için bir uyarı: Çocuklarınızla suya giriyorsanız, gözünüzü bir an olsun onlardan ayırmayın. Kolluk gibi güvenlik ekipmanları faydalı olsa da, deniz yatakları ya da can simitleri her zaman güvenilir değil. Bu tür aksesuarlar, çocuğun hareketini kısıtlayabilir ya da üzerinden kayıp düşmesine neden olabilir. Dahası, dalgalı bir denizde, yüzme bilen biri bile kendini riske atmamalı. Deniz taşıtlarının geçtiği rotalar, cankurtaran olmayan sahiller, barajlar, göletler ve akarsular ise adeta tehlike çanlarının çaldığı bölgeler. Akarsuya girmek mi? İyi bir yüzücü olsanız bile, cankurtaran yeleği ve kask olmadan asla!

Peki, biri boğulma tehlikesi geçirirse ne yapmalı? Öncelikle, sakin olun ve hemen 112’yi arayın. Eğer profesyonel bir cankurtaran değilseniz, suya atlayıp kurtarmaya çalışmak durumu daha da kötüleştirebilir. Mümkünse tekne ya da sandal gibi bir araçla yardıma gidin. Boğulan kişinin bilinci kapalıysa ve nefes almıyorsa, vakit kaybetmeden temel yaşam desteğine başlamak hayati önem taşıyor. Suda ağızdan ağza solunum yapılırken, karaya çıktığında ise sırt üstü yatırılıp kalp masajına geçilmeli. Dakikada 8-10 solunum ve 100 kalp masajı, 30 masaj 2 solunum şeklinde uygulanmalı. Ama unutmayın, ağızdaki ya da nefes borusundaki suyu boşaltmaya çalışmak sadece zaman kaybı. En kritik adım, profesyonel yardım gelene kadar doğru müdahaleyi sürdürmek.

Tehlikenin en çok kol gezdiği yerler ise akıntılı ve girdaplı sular, bulanık ve dibi görünmeyen bölgeler, barajlar, göletler, dalgalı denizler, deniz araçlarının geçtiği rotalar ve aniden derinleşen kıyılar. Plajı olmayan sahiller ya da gölet kenarları, riskin katlandığı alanlar. Bu bölgelerde suya girmek, adeta kaderle dans etmek.

Yüzme bilmek, suyun büyüsüne kapılıp gitmek için bir bahane değil. Güvenli sularda, bilinçli ve hazırlıklı olunursa, suyun keyfi bir kabusa dönüşmez. Unutmayın, doğa saygıyı hak eder; ona meydan okumak yerine, kurallarına uyalım. Çünkü hayatta kalmak, her zaman en güzel zaferdir

Vücut geliştirme Aerobic Fitness Pilates