Sporcudan beklenenlerin neler oldugunu açik ve anlasilir biçimde ortaya koyacagi için de sporcunun motivasyonunu artirarak, çalismanin kalitesini yükseltir. Sporda hedefler belirlenirken sporcunun sahip oldugu fiziksel ve psikolojik beceriler göz önünde bulundurulmalidir.
Ulasilmasi çok zor olan hedefler ya da hemen basarilabilecek kolay hedefler bir yarar saglamaz. Sporda yeni baslamis, kendi kapasitesi ve spor bransiyla ilgili yeterli bilgisi olmayan genç sporcularda hedef belirlemeyi antrenör yapilmalidir.
Ancak, ilerlemis sporcularda, hedefin sporcunun kendisi tarafindan belirlenmesi sporcunun daha istekli ve sorumlu davranmasini saglar. Bu durumu antrenör ve sporcu arasinda samimi ve güvene dayali bir iliski bulunmali, sporcunun hedeflerini belirlemesine ona yardimci olmalidir.
Sporcunun eger varsa o andaki hastalik veya sakatlik gibi problemleri unutulmamali, onlar da göz önüne alinmalidir. Hedeflerin ne zaman ve ne düzeyde oldugu bilinmelidir. Örnegin; hafta sonu oynanacak basketbol maçinda 5 tane üç sayilik atis yapabilmek veya 10 savunma ribauntu alabilmek gibi.
Genelde sporcular ve antrenörler hedefleri maçi kazanmak olarak belirler. Oysa maçi kazanmak sporcularin kendi disindaki baska faktörlere de baglidir. Örneklersek ; rakibin durumu, izleyicilerin etkisi, hakem, hava durumu v.b
Bu nedenle sonuç yerine performans düzeyi ile ilgili hedeflerin belirlenmesi daha dogru olabilir. Performans hedeflerinin gerçeklesmesi sonucunda basari kendiliginden gelecektir
Hedefler ulasildikça basamakli olarak yükseltilebilir. Hedefler sadece yarismalar için degil, antrenmanlar için de belirlenmelidir. Sporcu yarismadan daha uzun bir süreyi antrenmanlara ayirmaktadir. Hedeflerin belirlendikten sonra not seklinde yazilarak sporcunun sürekli görebilecegi bir yere asilmasi yararli olur.
Hedefler basarildikça abartili olmayan ödüller verilmesi sporcunun motivasyonunu devam ettirecek ve kendine olan güvenini artiracaktir.
Sporcunun hedefleri yanimda takimlar için de hedefler belirlenebilir. Ancak takim hedeflerinin sporcu hedefleriyle iliski olmasina dikkat edilmelidir.
Takim hedeflerinin belirlenmesi sporcularin birlikte çalisma ve basarma istegini artirir. Belirlenen hedeflere ulasilabilmesi için sporcunun antrenörü yaninda, takim arkadaslari ve ailesi tarafindan da desteklenmesi gerekir. Hedeflerin zihinsel hayal edilmesi onlarin gerçeklestirilmesinde etkili bir yoldur.
Belirlenen hedeflerin neler oldugu, ne zaman gerçeklestirilmesi bekledigi kartoteksler üzerinde yazilarak takip edilmeli ve kaydedilen ilerleme ile ilgili bilgiler sporcuya bildirmelidir.
Ama her seyden önce sporcu ve antrenörü hedef belirlemenin yararina ve zorunluluguna inandirmak gerekir.
Zihinsel antrenman !
Zihinsel antrenman yapilacak olan hareketin uygulama olmaksizin yogun bir sekilde zihinde canlandirilmasidir. Vücut bilinçli hareketlerinin tamaminda beynin verdigi emirlere uymak durumundadir.
Bu yüzden zihinsel antrenman, fiziksel antrenman ile birlikte düsünülmeli ve antrenman programlari kapsaminda mutlaka yer almalidir.
Bir hareketin zihinde canlandirilmasi sirasinda ilgili kaslarda, o hareketin uygulamali olarak yapildigi zaman oldugu gibi elektrik akimlarinin olustugu tespit edilmistir.
Bu yüzden sporcularin kendi spor dallarinda ögrenmek veya gelistirmek istedikleri becerileri dogru sekliyle zihinde canlandirmalari, daha çok tekrar yapmalarini saglayacagi için yararlidir.
Hareketi durmadan, korkmadan dogru ve akici bir sekilde zihinde canlandirma uygulamali olarak yapmaktan daha kolaydir. Hareketin mükemmeligi zihinde saglandiktan sonra ise bunu pratikte gerçeklestirmek kolaylastirir
Bu nedenle zihinsel antrenman koordinasyon gelisimde etkili bir yöntemdir.
Ayrica zihinsel antrenman sporcunun yapacagi hareket yogunlasmasini engelleyen faktörleri ortadan kaldirarak konsantrasyonu saglamaktir. Zihinsel antrenman spora yeni baslayanlarda de ileri düzeydeki sporcularda da rahatlikla uygulanabilir. Sporcunun uygulayacagi teknik ve taktik karmasiklastikça zihinsel antrenman daha da önem kazanir. Zihinsel antrenmanin uygulanmasini sporcu asagidaki basamaklari izleyerek kolayca ögrenebilir.
a-Rahatça oturarak veya uzanarak gözler kapatilir ve birkaç kez derin nefes alinip vücut serbest birakilir.
b-Ayaklardan baslayarak yukari dogru vücut parçalarinin rahatlamaya basladigi ve bir sicakla çevrelendigi düsünülerek hissedilir.
c-Zihin sorunlardan uzaklastirilip, yapilmak istenen hareket ve yarisma pozisyonu hayal edilir.
d-Zihinde canlandirilan hareket net ve ayrintili olarak düsünülerek, bu esnada ne hissedildigi ve nasil davranildigi yasanir
e -Hayal edilen harekette sporcu kendini her zaman basarili olarak düsünüp görmelidir,
f -Hareketin mükemmel olarak yapildigi zihinde canlandirildiktan sonra sporcu basarili oldugunu ve uyguladigi hareketi kusursuz olarak yaptigini kendi kendine söylemelidir.
g. -Birkaç derin ve yavas nefes aldiktan sonra gözler açilir
i -Zihinsel antrenman günde –2-3 kez uygulanir ve baslangiçtan itibaren yarari giderek daha etkili ve çabuk hissedilir
Duygular ve performans:
Duygular sözle anlatilmasi güç olan ve cosku, sevinç, nese, kizginlik, öfke, hiddet, endise, korku v. b isimlerle anilan yasantilari kapsar. Duygularin bilinçli olarak yönetilebilmesi için antrenman planlamasi sirasinda ele alinmasi gerekir. Duygularin kontrol altina alinmasindan kasit, onlarin bastirilmasi degildir. Çünkü duygular deneyim ve ögrenme süreçlerinin kontrolü altindadir, Duygularini tanimayan ve yönetemeyen sporcu, sahip oldugu gerçek performans düzeyini sergileyemez.
Sporcunun duygulari kendine yönelik olabilir. Genellikle genç sporcular bir yandan yetersiz kendine güven, bir yandan da begenilme, kabul görme istegi arasindaki farklilik düsük performans ortaya konmasina neden olabilir. Burada sporcu o gün havasinda olmadigi ya da her seyin ters gittigi gibi ifadelere olasi basarisizligina kilif hazirlamaya çalisir. Basta bir sekilde sporcu duygularini çevredeki kisi ve olaylara yöneltebilir. Sporcu hava durumunu, zemini i, ulasim kosullarini, yakim arkadaslarinin yaptigi hatalari kendi basarisizliginin nedeni olarak gösterebilir. Hayal kirikligi ve teslimiyetin sonucu sansizliktan kurtulamamak olarak açiklayabilir.
Bu noktada antrenöre büyük görev düsmektedir. Antrenör sporcunun duygularinin yarismandan önce ortaya çikmasina olanak saglayacak planlamalar yapilmalidir. Çünkü, kisisel farklilik nedeniyle sporcularin duygusal yönelimleri ve bunlarin yönetimi farkli olacaktir. Bunlarin yarisma sirasinda tespit ederek çözümlemek olasi degildir.
Sporcunun duygulari nese, endise veya kizginlik düzeyinde ise gösterdigi tepkiler performansini engelleyecek asamada degildir. Antrenör sporcuya açiklayici konusmalar yaparak veya örnekler göstererek ona yardimci olabilir. Ancak bu duygularin aliskanlik haline gelmesi, yarismanin hafife alinmasi ve önemsenmemesine yol açacagindan göz ardi edilmemelidir.
Sporcunun duygulari sevinç, korku veya öfke düzeyinde ise dikkati, koordinasyonu ve taktik davranislari olumsuz yönde etkilenelebilir. Çünkü bu duygular sporcunun yarisma için hedefledigi teknik ve taktik davranislarinin önemini kaybetmesine yol açar. Kendisine faul yapildiginda veya rakip öne geçtigi durumlarda sporcu yukaridaki duygularin etkisinde ise rakibine düsmanca duygular sergileyebilir veya yarismayi kazanma ümidini kaybederek çaba göstermekten vazgeçebilir. Ya da yarisma sirasinda bu duygularla hareket eden sporcu, eger yarismada iyi durumda ise erken sevinç nedeniyle teknik, taktik davranisi önemsemeyerek sürpriz yenilgiler alinmasina yol açabilir. Antrenör iyi gözlem yaparak sporcunun bu duygularini hemen tespit edip algilama, düsünme ve karar vermesinde bilinçliligin devamini saglamalidir.
Sporcunun duygulari cosku, dehset veya hiddet düzeyinde ise basta düsünme ve algi yetenegi olmak üzere pek çok zihin fonksiyonu zayiftir ve hareketlerini bilinçli olarak gerçeklestirmesi olasi olmaz. Sporcunun sahip oldugu psiko-fizik denge durumuna kavusmasi için yogun duygularin ortadan kaldirilmasi gerekir. Aksi takdirde sporcuya oyunda tutmaya devan etmek ve sonuç beklemek büyük hata olur.
Duygular sözle anlatilmasi güç olan ve cosku, sevinç, nese, kizginlik, öfke, hiddet, endise, korku v. b isimlerle anilan yasantilari kapsar. Duygularin bilinçli olarak yönetilebilmesi için antrenman planlamasi sirasinda ele alinmasi gerekir. Duygularin kontrol altina alinmasindan kasit, onlarin bastirilmasi degildir. Çünkü duygular deneyim ve ögrenme süreçlerinin kontrolü altindadir, Duygularini tanimayan ve yönetemeyen sporcu, sahip oldugu gerçek performans düzeyini sergileyemez.
Sporcunun duygulari kendine yönelik olabilir. Genellikle genç sporcular bir yandan yetersiz kendine güven, bir yandan da begenilme, kabul görme istegi arasindaki farklilik düsük performans ortaya konmasina neden olabilir. Burada sporcu o gün havasinda olmadigi ya da her seyin ters gittigi gibi ifadelere olasi basarisizligina kilif hazirlamaya çalisir. Basta bir sekilde sporcu duygularini çevredeki kisi ve olaylara yöneltebilir. Sporcu hava durumunu, zemini i, ulasim kosullarini, yakim arkadaslarinin yaptigi hatalari kendi basarisizliginin nedeni olarak gösterebilir. Hayal kirikligi ve teslimiyetin sonucu sansizliktan kurtulamamak olarak açiklayabilir.
Bu noktada antrenöre büyük görev düsmektedir. Antrenör sporcunun duygularinin yarismandan önce ortaya çikmasina olanak saglayacak planlamalar yapilmalidir. Çünkü, kisisel farklilik nedeniyle sporcularin duygusal yönelimleri ve bunlarin yönetimi farkli olacaktir. Bunlarin yarisma sirasinda tespit ederek çözümlemek olasi degildir.
Sporcunun duygulari nese, endise veya kizginlik düzeyinde ise gösterdigi tepkiler performansini engelleyecek asamada degildir. Antrenör sporcuya açiklayici konusmalar yaparak veya örnekler göstererek ona yardimci olabilir. Ancak bu duygularin aliskanlik haline gelmesi, yarismanin hafife alinmasi ve önemsenmemesine yol açacagindan göz ardi edilmemelidir.
Sporcunun duygulari sevinç, korku veya öfke düzeyinde ise dikkati, koordinasyonu ve taktik davranislari olumsuz yönde etkilenelebilir. Çünkü bu duygular sporcunun yarisma için hedefledigi teknik ve taktik davranislarinin önemini kaybetmesine yol açar. Kendisine faul yapildiginda veya rakip öne geçtigi durumlarda sporcu yukaridaki duygularin etkisinde ise rakibine düsmanca duygular sergileyebilir veya yarismayi kazanma ümidini kaybederek çaba göstermekten vazgeçebilir. Ya da yarisma sirasinda bu duygularla hareket eden sporcu, eger yarismada iyi durumda ise erken sevinç nedeniyle teknik, taktik davranisi önemsemeyerek sürpriz yenilgiler alinmasina yol açabilir. Antrenör iyi gözlem yaparak sporcunun bu duygularini hemen tespit edip algilama, düsünme ve karar vermesinde bilinçliligin devamini saglamalidir.
Sporcunun duygulari cosku, dehset veya hiddet düzeyinde ise basta düsünme ve algi yetenegi olmak üzere pek çok zihin fonksiyonu zayiftir ve hareketlerini bilinçli olarak gerçeklestirmesi olasi olmaz. Sporcunun sahip oldugu psiko-fizik denge durumuna kavusmasi için yogun duygularin ortadan kaldirilmasi gerekir. Aksi takdirde sporcuya oyunda tutmaya devan etmek ve sonuç beklemek büyük hata olur.
Vücut geliştirme Aerobic Fitness Pilates
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Vücut geliştirme Aerobic Fitness Pilates