Ata sporu olarak da bilinen binicilik, bir hayvan ile yapılan tek spor dalı olarak diğerlerinden ayrılıyor. Atla uyumlu bir işbirliğinin sözkonusu olduğu binicilik; iş ve özel yaşamın getirdiği streslerden arınıp kendinizi tanımanıza fırsat veriyor.
Atlar ve insanlar� Asalet ve özgürlüğün simgesi, binlerce yıllık bir dostluğun öyküsü. Atlar, bir spor dalı olan binicilik ile modern hayatın içinde yerini koruyor. Ata binmek, binicide özgüveni ve cesareti artıyor. Bir başka canlı ile uyumlu bir çalışmanın nasıl olabileceğini öğretiyor. Yani aynı zamanda binicilik bir takım sporu. Binicilikte, atları anlamadan, karakterlerini çözmeden onlara yaklaşamazsınız.
Geçmişte, rüzgarla yarışan atlarla hızı ve cesareti öğrenen insanoğlu, atın sırtında kıtaları aştı. Atların ehlileştirilmesi insanların medeniyet yolunda daha hızlı ilerlemesine olanak sağladı. 5. yüzyılda eyerin bulunmasıyla atlar, tarım, ulaşım, savaş ve ticaret dahil birçok alanda kullanıldı. Eyerin bulunmasından önce atın üzerine kilim veya battaniye konularak binilirdi, eyerle birlikte atın ve binicinin kontrol ve uyumu daha da sağlamlaşmış oldu.
Atları ilk evcilleştiren ulus olarak Türkler atlara hem büyük sevgi hem de büyük saygı duymuşlardır. Bu sevgi ve saygı zamanla daha da güçlenmiş binicilik ata sporu olarak bilinir olmuştur. Ata binmek göçebe olarak yeni vatan arayan Türkler�in doğuştan kazandığı yetenekler arasında geliyordu. At sırtında gelindi Orta Asya'dan Anadolu�ya... Türkler fetihlerini at sırtında gerçekleştirdi.
Osmanlı döneminde padişahın sarayında bulunan ahırda (Istabl-ı Amire) bağlı haralarda atlar yetiştirilirdi. Cumhuriyet döneminde at ve at yetiştiriciliği desteklenmeye devam edilmiş, devlet desteği ile haralar oluşturulmuştu.
Sanayi ve teknolojinin gelişmesiyle atların yerini motorlu araçlar aldı. At kavramı ve atlarla yaşam kırsal alanda kaldı. İşte bu noktada, modern hayatın kent yaşamında atlar ve atlarla yaşam, binicilik kulüplerinde yerini aldı.
Türkiye'de ilk binicilik okulu 1911'de Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından "Binicilik ve Tatbikat Okulu" adı ile kuruldu. 1956'da Ankara Atlı Spor Kulübü kuruldu ve 1958'de Binicilik Federasyonu Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne bağlandı. Bir sektör ve spor dalı haline gelen binicilik birçok teknik gelişmeyi de beraberinde getirdi. Binicinin ve atın teçhizatı, biniş ve iniş teknikleri, kurallar, at bakımı gibi birçok konu halka açık kulüplerde bu konuya ilgi duyanlara öğretilmeye başlandı. Atları kent yaşamına kazandıran binicilik ve Binicilik kulüpleri hakkında detaylı bilgi almak için İstanbul Binicilik Kulübü�ne misafir olduk.
Temel Binicilik Eğitimi İçin 70 Biniş Gerekli
Günümüzde ulaşım ve askeri alandaki teknolojinin gelişmesiyle gerilerken, sportif binicilik hızla yaygınlaşmıştır. Yaygın görüşe göre iki tür biniş vardır, Sportif amaçlı yapılan İngiliz biniciliği ve Amerika�da kovboylara özgü batı biniciliği. Kovboylar, uzun üzengili ağır eyerler kullanır ve bacakları düz duracak biçimde ata binerler. İngiliz biniciliğinde ise, binicinin güvenliği, atın denetimi ve atın rahatlığı dikkate alınacak şekilde gelişmiş. Binicilik eğitimi veren kulüplerden biri de İstanbul Binicilik Kulubü. At ve Binicilik Eğitmeni Cennet Aydın 37 yaşında ve atlarla daha bebekliğinde tanışmış. Cirit atları yetiştiren dedesinin sayesinde atlarla başlayan ilişkisi 30 yıldır binici ve eğitmen olarak devam ediyor.
�Binicilik bizim ata sporumuz ve bir canlıyla yapılan tek spordur. Ata binmek isteyen her yaştan insan ata binebilir yeter ki gerekli eğitimi alsın� diyen Cennet Aydın, çocukların 3-4 yaşından itibaren ponylerle (midilli) binicilik eğitimlerine başlayabileceklerini belirtiyor. Halk arasında midilli olarak bilinen ponyler de kendi aralarında jidogo kemiklerinin yüksekliğine göre 4 kategoriye ayrılıyor. Ponylerle başlayan binicilik zamanla bir tutkuya dönüşüyor.
Binicilikte temel eğitim aslında atla iletişim kurma ve ona uyum sağlama süreçleri olarak tanımlanabilir. Temel eğitim size, atın üç doğal yürüyüşü olan adeta, süratlı ve dörtnal ile at üstünde denge hareketlerini öğretir. Atın en yavaş yürüyüşüne �adeta� denir. �Dörtnal� ise atın en hızlı yürüşüdür. Temel eğitim en az 70 binişi gerçekleştirmek gerekir. Yani atlamaya kadar en az haftada iki üç defa düzenli yapılan 70 binişe ulaşmalı. İlk eğitimlerde atın başlığında bulunan kantarma halkalarına loj ipi takılır, ipin bir ucu da eğitmenin elinde olur. Böylece at eğitmenin çevresinde belli komutlarla döner. Yani dizginler aslında eğitmenin elinde olur. Biniciliğin temel eğitimini aldıktan sonra bu iş bitti demeyin, çünkü binicilik eğitiminin bir sonu yok. Cennet Aydın bu konuda da şunları söylüyor: �Bir canlı ile yapılan tek spor olan binicilikte hem siz hem de at her gün yeni şeyler öğrenirsiniz. Örneğin dresaj eğitimi asla bitmez, sürekli kendinizi geliştirmeniz gerekir. At terbiyesi diyeceğimiz dresajda ata doğasında olmayan hareketlerde öğretiliyor. Mesela atın yan yan yürümesi, ayaklarını daha yukarı çekerek yürümesi gibi. Biniciliğin birçok dalı var, sadece düz koşu ve engel atlama değil. Dresaj (At terbiyesi), voltij (Binicinin at üstünde denge hareketleri yapması), hipoterapi, horseball (Atla oynanan basket veya futbola benzer horseball topu) vb. çok fazla dal var. Bunlar bir anda değil, zamanla ve çalışarak öğreniliyor. Dresaj eğitimi hem at hem de binici için çok uzun yıllar sürer. Bir kulüpte aldığınız eğitimle belli bir ata biniş bilgisine ve deneyimine sahip olursunuz. Atın üç temel yürüyüşünü binici olarak yapabilirsiniz. Ama daha ötesinde sizin istekli olmanız ve çalışmanız gerekir. Örneğin müsabakalar için çok daha iyi bir at almanız gerekir. Bir hobi olarak kulüp dahilinde çalışmalarda at almanıza gerek yok, kulübün atlarından yararlanabiliyorsunuz.�
At Sizin Partneriniz, İşbirliği Yapmalısınız
Biniciliğin özünde atla uyum yakalamak yatıyor. Bunun için şunu unutmamak gerekiyor: Egonuzu atın üzerinde tatmin edemezsiniz, atların da insanlar gibi karakterleri, huyları var. Atla hem teknik açıdan hem de hissi olarak uyum içinde olmalısınız. Yani onunla bir işbirliği içinde olmak zorundasınız. At kendisini rahatsız eden bir biniciyi üzerinde istemez ve eğer sizi sırtında istemezse orada duramazsınız. Atın sizi istemesi ve çalışmadan zevk alması lazım. İnsanların olduğu gibi atların da karakterleri vardır, atlar çeşitli karaktere ve huya sahiptirler.
Binicilik eğitiminde temel noktanın at ve binicinin uyumu olduğunu belirten Aydın, atın hareket halinde iken sürekli değişen hareket merkezi ile binicinin uyumu ve bütünleşmesinin sağlanması gerektiğini belirtiyor. Eğitmenler olarak kendilerinin at ve öğrenciler arasında bir köprü görevi gördüğünü belirten Aydın şunları söylüyor: �Binicilik kulüpleri halka açıktır, buraya ilk geldiklerinde binişe katiyen zorlanmıyorlar. Eğer isterlerse biniyorlar ve daha sonra zaten kendileri bırakamıyorlar. Çok hoşlarına gidiyor. At ve binicilik bir tutku haline dönüşüyor. Benim dedem cirit atları yetiştirirdi, ben evcilik oynamazdım, atların üzerinde büyüdüm. Anadolu�da, köylerde görece küçük yerli atlara daha çok rahvan binişler vardı. Kulüplerde öğretilen biniş ise daha farklıdır, aynı değil. Atın bütün hareketlerinde, atla bütünleşmeyi öğretiyoruz. Bu da teknik bir konu ve süreklilik istiyor. Teknik eğitimi veriyoruz ama hissiyatı binicinin kendisi geliştirmeli. Atla binici arasında duygusal bir bağ, bir hissiyat da olmalı mutlaka. Atalarımızın dediği gibi �At sahibine göre kişner�. Aynen böyle��
Binicilik bir hobi-spor olarak hem vücut hem de ruh sağlığı açısından büyük yararları olan bir spor. Binişte bütün vücudunuz çalışır. Ayrıca stresli modern yaşamda binicilik bir terapi etkisi de yapar. Biniciliğe başlayan çocuklarda kendine güven, paylaşımcılık ve liderlik özellikleri daha çabuk gelişiyor. Hippoterapi denilen bir tedavi yöntemi de atlarla gerçekleştiriliyor. 500 kiloluk bu devasa hayvanlarla kurulan dostluk ve sıcak ilişki modern insanın yalnızlığına kendince bir son veriyor.
Biniciliğin kendine özgü kıyafet ve malzemeleri vardır. Atın ve binicinin teçhizatı denen bu malzemelerle biniş keyfini daha çok ve güvenli yaşarsınız. Burada özellikle binicinin malzemelerine değineceğiz. Öncelikle binicinin başına taktığı ve şapkaya benzeyen koruyucu başlık tog giyilir. Daha sonra bacağa takılan tozluğa benzer ceps alınır. Ceps baldırınızda yara oluşmasını engeller. Bunların yanında binici pantolonu, botu ve eldiveni de unutulmamalıdır.
İnsanlığın en eski dostları, binlerce yıl onları sırtında taşımış olan atlarla eğer yeniden tanışmak isterseniz binicilik kulüplerinde bu fırsatı yakalayabilirsiniz.
İstanbul Binicilik Kulubü: 0216- 484 47 80
Vücut geliştirme Aerobic Fitness Pilates
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Vücut geliştirme Aerobic Fitness Pilates